DİLEK (5 DUYU) MEDİTASYONU…
“Bu meditasyonumuzu özel bir mantra eşliğinde yapacağız.
Sözleri bir çeşit dua gibi… Siz şu an sözlerini ya da anlamını bilmeseniz bile,
bu meditasyonumuzda size çok yardımcı olacak. Şimdi alfaya inmenizi ve bir süre
mantrayı dinlemenizi istiyorum”
Ben bu mantrayı dinlerken, size de biraz bundan bahsetmek
istiyorum.
Bir çok yerde ve bir çok kişiden dinleseniz bile, ben UMA MOHAN’ın mantrasını sevdim. Belki de ilk ondan dinlediğim için. Ama inanın başkaları ya çok hızlı ya da çok ağır söylüyor. Yani ya mantraya yetişemeyip o moda giremiyorsunuz, ya da o yavaşlık sizi ağırlaştırıp bütün enerjinizi alıyor. Bu bir enerji ise ve pozitif olması gerekirse UMA MOHAN’dan dinlemenizi tavsiye ederim.
MOOLA MANTRA
Om Sat-Chit-Ananda Parabrahma
Purushothama Paramatma
Sri Bhagavathi Sametha
Moola Mantra Anlamı **
Bu Mantra bir ismi çağırmak gibidir. Tıpkı bir kişiyi ismi
ile çağırılınca gelip varlığını hissettiğimiz gibi, bu Mantra'yı söylerken
Bağımsız Enerji tezahür eder ve kendini etrafınızda hissettirir. Evren
eşzamanlı her yerde bulunduğu gibi, bu Yüce Enerji her anda her yerde
belirebilir. Moola Mantra'yı derin bir saygı ve alçak gönüllülük hali içinde,
içtenlikli söylendiğinde İlahi Mevcudiyet güçlenir.
OM
OM sözcüğün 100 farklı anlamı vardır. "Söylendiğine
göre başlangıçta yüce bir sözcük vardı ve her şeyi o yarattı" Bu
"Söz", OM'du! Sessizce derin
meditatif bir haldeyken içinizde OM sesini duyabilirsiniz. Bütün Kâinat OM
sesinden meydana gelmiştir. Başlangıçta bütün Kâinatı titreştiren (evrensel)
ilk sestir. OM aynı zaman "yüksek enerjiyi çağırmak" anlamına gelir.
Bu Tanrısal ses var olan her şeyi yaratma, koruma, yok etme gücüne haiz olup
hayat ve hareket verme kabiliyetine sahiptir.
SAT
SAT , "Evrenin aynı anda her yerde ve her şeydeki
formsuz, şekilsiz, araçsız ve vasıfsız var olan sureti" demektir. Var
olmayandır. Evrenin boşluğu olarak algılanır. Evrenin statik bedeni olarak ta
tanımlayabiliriz. Algılanabilen ve bir şekli olan her şey bu Yokluktan oluştu.
Bütün algıların dışında kalacak kadar çok ince ve süptildir. Ancak yoğunlaşıp
bir şekle bürününce görülebilir. Biz evrendeyiz ve evren içimizdedir. Biz tepki
isek, Evren etkidir; etki kendini tepki vasıtasıyla belli eder.
CHİT
CHİT, Kâinatın sonsuz, her yerde ve her zaman her şeyde
tezahür eden gücü olan Saf Bilinç'tir. Dinamik enerji veya güç olarak
adlandırdığımız her şey ondan türemiştir. Herhangi bir form ve şekle
bürünebilir. Hareket, yer çekimi, manyetize vs. olarak tezahür edebilen
bilinçtir. Aynı zaman düşünce gücü gibi bedensel faaliyetler olarak da ortaya
çıkabilir. Yüce Ruh'tur.
ANANDA
ANANDA, Evren'in sevinç, sevgi ve dostluk doğasıdır.
Yaradılıştaki Yüce Enerji (SAT)'ı deneyimleyip Olan ile bütünleştiğinde veya Saf
Bilinç (CHİT)'i yaşayınca, Tanrısal Sevinç ve Sonsuz Mutluluk (ANANDA) hali
oluşur. Yüksek Bilincine bağlanınca yaşayabileceğin vecit halinin en tipik ve
en muhteşem olan, evrenin temel özelliğidir.
PARABRAHMA
PARABRAHMA, Mutlak halindeki Yüce Varlıktır. Zaman ve mekân ötesindeki olandır. Evren'in Formlu ve Formsuz Öz'ü. Yüce Yaradan'dır.
PURUSHOTHAMA
Purushothama'nın çeşitli anlamları var. "Purusha"
Öz veya Ruh anlamına gelir ve "Uthama" Yüce demektir; Yüce Ruh. Aynı
zamanda, bize en Yüksek Âlem'den rehberlik eden gücün Yüce Enerji'sidir.
Purusha'nın diğer bir anlamı da İnsan; "PURUSHOTHAMA", insanlığa
rehberlik ve yardım etmek üzere ve sevgili Yaradılışa yakın olmak için, Avatar
olarak enkarne olan enerjidir.
PARAMATMA
"PARAMATMA", canlı-cansız bütün yaratılanlarda ve
her varlıkta baki olan Yüce İçsel Enerji'dir. İstenen her formda veya formsuz
olarak her şeye nüfuz eden "Antaryamin"dir. Nerede ve ne zaman olursa olsun istediğiniz
her an rehberlik eden ve yardımınıza yetişen güçtür.
SRİ BHAGAVATHİ
SRİ BHAGAVATHİ, faal olan Yüce Zekâ, Güç (Shakti) olarak
tanımlanan dişil yöndür. Yaradılışın Toprak Ana (Kutsal Ana) yönü ile
ilintilidir.
SAMETHA
SAMETHA, birlikte, beraber demektir.
SRİ BHAGAVATHE
"SRİ BHAGAVATHE", Yaradılışın sabit ve daimi olan
eril yönüdür.
NAMAHA
NAMAHA,
SAT-CHİT-ANANDA değeri taşıyan ve "OM" olan Evren'i
selamlamak, secde etmek anlamına gelir. Aynı anda her yerde, hem sabit hem
değişken olan, insan formunda veya formsuz olan Yüce Ruh; Dişil ve Eril
formlara rehberlik edip yardım eden Yüce Zekâ ile tamamlayandır. "Daima
varlığını ve rehberliğini ararım".
*Alıntıdır.
(Tuba Küçükaksu)
İşte bu mantrayı dinledik bir süre. Sonra kulağımın dibinde
hocamın bana bir şeyler söylediğini duydum “Sakın gözünü açma sadece dinle,
şimdi gerçekten çok istediğin bir şeyi hayal etmeni istiyorum. Ev, araba, iş
hiç fark etmez. Gözünde bunu canlandırmanı istiyorum. Ve o şey her ne ise, 5
duyunla hissetmeni istiyorum. Bir tek koku duyamayabilirsin o zaman ben sana
yardımcı olacağım” dedi kısık bir sesle. Sanırım bunu daha sonra herkesin
kulağına aynı şekilde fısıldadı.
Yalnız yaşıyordum ve gerçekten sahip olmak istediğim bir ev
vardı hayallerimde. Bu ev İstanbul’da bir tanıdığımın eviydi. Bu evi
satacaklarını duymuştum. İnan param olsa bir saniye düşünmeden alırdım bu evi.
İşte bu evi hayal ettim ben.
Bağdat caddesinin paralelinde bahçe içinde güzel bir
apartmana girdim. Bahçesinde rengarenk çiçekler var. Bir süre bahçede
dolaştıktan sonra otoparka doğru gittim arabama bakmak için. Bir sürü 34 BE ile
başlayan lüks arabalardan arta kalan sıkışık
bir yere park etmiştim ve iyi olduğundan emin olmak istedim. Her şey yolunda
gözüküyordu. Sonra anahtarımı çıkardım ve apartmanın kapısını açıp içeri
girdim. Asansöre doğru yürüdüm. Asansör
her zamanki gibi 6. Kattaydı, gelmesini bekledim. Bu arada posta kutuma baktım.
Gelen faturaları, tanıtım broşürlerini topladım. Asansöre bindim ve 3. Kattaki
dairemin önüne geldim. Kapımı her seferinde üç kere üst, üç kere alt olmak
üzere kilitlerdim. Ama eve geldiğinde bu kadar çok kilit açmak sıkıntı
yaratıyor. Kendi kendime söylendim ve içeri girdim. Önce ayakkabılarımı dolaba
kaldırdım. Sonra çantamı kenarda duran pufun üstüne bıraktım. Banyoya gidip
elimi yüzümü yıkadım. Yatak odama geçtim, dağınık yatağımı düzelttim, sabah
acele ile çıkmıştım evden her zamanki gibi... Sonra salona geçtim. Bir gece
önceden kalan kahve fincanımı mutfağa götürdüm.
Etrafa yayılmış dergilerimi topladım. Salonun sağ tarafındaki bir alana
yerden biraz yüksek bir platform yaptırmıştım.
Üzerine de minderler attım. Büyük bir dolap yaptırdım kitaplarım, cdlerim, çeşit
çeşit içki şişelerim için… Sevdiğim her şeyi tek bir yere topladım. Evimin
huzur köşesi… Müziğimi açtım. Mutfağa gidip tezgahın üzerinde duran bardağı
makinaya kaldırdım. Camın önündeki çiçeklerime su verdim. Kendime bir kahve
yaptım, bir yandan da bu aralar çok fazla kahve içtiğim için kızdım kendime.
Mutfak masasının üzerinde duran keklerden yedim. Kahvemi içtim. O sırada mutfak
dolabının kenarına takıldı gözüm. Tozlanmıştı. Mutfağıma turuncu renk hakimdi
ve bu renk benim en sevdiğim renkti. Bu yüzden biraz olsun tozlu olmamalılardı. Mutfak camını açtım ve bir sigara içtim. En son
ne zaman temizlik yaptığımı düşündüm. Sonra da temizlik yapmaya karar verdim.
Yatak odamdan başladım. Nevresim takımlarımı çıkartıp kirliye
attım. Kirli giysilerimi ayırıp sepete attım. Odamın tozunu aldım. Odamı
süpürürken, geçen gün yere düşen küpemin tekini de buldum. Sonra bir güzel sildim kapısını kapattım.
Sonra diğer odaları da aynı titizlikle temizledim. Banyoya geçtim. Çamaşır makinasını
çalıştırdım. Banyomu siyah renklerde ve otantik bir tarzda yaptırmıştım. Duşun
olduğu bölüm banyonun ayrı bir bölümünde bulunurken, jakuziyi de ayrı bir
bölüme yaptırmıştım. Duş dışında hepsini bir güzel temizledim. En son duşun
olduğu bölüme geldim. Duşun içini yine siyah ama diğer yerlerden farklı bir
taşla döşetmiştim. Görüntüsü şiir gibi… Duş oldukça büyük ve özel bir sisteme
sahip. İçinde müzik sistemi ve bir de ekranı var. Yalnız suyun oluşturabileceği
kireç lekelerini pek hesaba katmamışım. O yüzden burayı temizlemek epey
zamanımı aldı. Sonra süpürüp sildim ve kapısını kapattım. Sonra mutfağımı
temizledim. Turuncu kapaklı dolaplarımı itinayla sildim. Zaten toplu olduğu
için fazla zamanımı almamıştı. Aynı şekilde süpürdüm sildim. En son salona geçtim.
Neyse ki her taraf derli topluydu burayı da dip köşe temizledim. Ve artık evim pırıl pırıldı.
Sonra duşa girmeye karar verdim. Sevdiğim bir müziği
ayarladım. Temizlik hissinin vermiş olduğu rahatlıktan olacak epey kalmışım
içeride… Sonra çıkıp bir güzel eşofmanlarımı giydim. Banyoda ıslattığım yerleri
kuruladım. Mutfağımın oraya gelince;
İşte bu sırada, elimi
birinin tuttuğunu fark ettim. Hocam olmalıydı. Ama hiç irkilmedim hiç içinde
bulunduğum ortamın dışına çıkmadım. Bir süre elimi tuttu ve sonra elimi alıp
burnuma götürdü.
Derin bir nefes aldım. Evim mis gibi kokuyordu. Nasıl anlatsam bilemiyorum, gerçekten çok fresh bir koku burnumdan içeri girdi bütün her yerimi sardı. Her yer alabildiğine temiz ve
sanki parıldıyordu. Salonda çalan müziğimi kapattım. Yarım kalan kitabımı alıp,
minderlerin üstüne uzandım. Küçük bir kadeh cardinal melon aldım yanıma. Bir
süre sonra gözlerim iyice ağırlaştı biraz kapatmaya karar verdim. Meğer ne çok yorulmuşum.
Sonra huzur içinde uyumuşum…
“Derin bir nefes… Hazır olduğunuzda gözlerinizi açabilirsiniz.
“
Gözlerimi açtım, her yanım ağrıyor sanki. Yavaşça doğruldum
ve bağdaş kurup oturdum. Klasik her meditasyon sonrası olduğu gibi
deneyimlerimizi paylaştık. Hocanın ise merak ettiği kokulardı. Kimisi yemekte
evlenme teklifi aldığını hayal ederken sipariş verdiği yemeğin kokusunu duymuş,
araba hayal eden biri yeni araba kokusu ya da mazot/benzin kokusu duymuş. Benim
gibi ev hayal edenlerden biri, yaptığı yemeğin kokusunu duymuş, ben ise
yaptığım temizliğin kokusunu…
Sonra baştan sona düşündüm. 5 duyumu da kullanmıştım. Evimi
toplarken dokunmuş, kekimi yerken tatmış, sonuçta her yerini görmüş, Müziği
dinlemiş ve en son evimi koklamıştım. Zafer kazanmış gibiydim ve çok
huzurluydum.
Benden mutlusu yok.
“Bu akşam ki meditasyonlarımızı tamamlandık. Buradaki
deneyimlerinizi düşünün. Kendinizi nasıl hissettiğinize bakın. Ve devam etmek
isterseniz haftaya Salı aynı saatte buluşalım.”
Ben her Salı, saat 19:00’da, tam bir yıl boyunca devam
ettim. Hayallerim değişti bazen, gördüklerim değişti ama her Salı evime
dönerken içimdeki o his hiç değişmedi. İnanın sadece o his için bile denemeye
değer.
Ve o mantra inanın söylemeye değer.
MOOLA MANTRA
Oooom Saaaat-Chiiiiit-Ananda Parabrahmaaaaaaaaaaaaaa
Purushothama Paramatmaaaaaaaa
Sriiiiii Bhagavathi Samethaaaaaaa, Sri Bhagavathe Namahaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
Hepinize iyi bayramlar...