17 Ağustos 2012 Cuma

7- Om Sat-Chit-Ananda Parabrahma - MOOLA MANTRA



DİLEK (5 DUYU) MEDİTASYONU…

“Bu meditasyonumuzu özel bir mantra eşliğinde yapacağız. Sözleri bir çeşit dua gibi… Siz şu an sözlerini ya da anlamını bilmeseniz bile, bu meditasyonumuzda size çok yardımcı olacak. Şimdi alfaya inmenizi ve bir süre mantrayı dinlemenizi istiyorum”
Ben bu mantrayı dinlerken, size de biraz bundan bahsetmek istiyorum.
Bir çok yerde ve bir çok kişiden dinleseniz bile, ben UMA MOHAN’ın mantrasını sevdim. Belki de ilk ondan dinlediğim için. Ama inanın başkaları ya çok hızlı ya da çok ağır söylüyor. Yani ya mantraya yetişemeyip o moda giremiyorsunuz, ya da o yavaşlık sizi ağırlaştırıp bütün enerjinizi alıyor. Bu bir enerji ise ve pozitif olması gerekirse UMA MOHAN’dan dinlemenizi tavsiye ederim.

MOOLA MANTRA

Om Sat-Chit-Ananda Parabrahma
Purushothama Paramatma
Sri Bhagavathi Sametha
Sri Bhagavathe Namaha
Çok araştırdım vakti zamanında, çok dinledim, ezberledim hatta  yolda yürürken söyledim.  Tam olarak nasıl bir etkisi olduğunu size anlatmam çok zor. Çünkü ben ilk bu meditasyonu yaparken dinledim ve o an için huzuru buldum. Ama siz şu an bu şekilde dinlediğinizde size aynı etkiyi yapar mı garanti veremem.


Moola Mantra Anlamı **

Bu Mantra bir ismi çağırmak gibidir. Tıpkı bir kişiyi ismi ile çağırılınca gelip varlığını hissettiğimiz gibi, bu Mantra'yı söylerken Bağımsız Enerji tezahür eder ve kendini etrafınızda hissettirir. Evren eşzamanlı her yerde bulunduğu gibi, bu Yüce Enerji her anda her yerde belirebilir. Moola Mantra'yı derin bir saygı ve alçak gönüllülük hali içinde, içtenlikli söylendiğinde İlahi Mevcudiyet güçlenir.

 OM
OM sözcüğün 100 farklı anlamı vardır. "Söylendiğine göre başlangıçta yüce bir sözcük vardı ve her şeyi o yarattı" Bu "Söz", OM'du!  Sessizce derin meditatif bir haldeyken içinizde OM sesini duyabilirsiniz. Bütün Kâinat OM sesinden meydana gelmiştir. Başlangıçta bütün Kâinatı titreştiren (evrensel) ilk sestir. OM aynı zaman "yüksek enerjiyi çağırmak" anlamına gelir. Bu Tanrısal ses var olan her şeyi yaratma, koruma, yok etme gücüne haiz olup hayat ve hareket verme kabiliyetine sahiptir.

SAT
SAT , "Evrenin aynı anda her yerde ve her şeydeki formsuz, şekilsiz, araçsız ve vasıfsız var olan sureti" demektir. Var olmayandır. Evrenin boşluğu olarak algılanır. Evrenin statik bedeni olarak ta tanımlayabiliriz. Algılanabilen ve bir şekli olan her şey bu Yokluktan oluştu. Bütün algıların dışında kalacak kadar çok ince ve süptildir. Ancak yoğunlaşıp bir şekle bürününce görülebilir. Biz evrendeyiz ve evren içimizdedir. Biz tepki isek, Evren etkidir; etki kendini tepki vasıtasıyla belli eder.

CHİT
CHİT, Kâinatın sonsuz, her yerde ve her zaman her şeyde tezahür eden gücü olan Saf Bilinç'tir. Dinamik enerji veya güç olarak adlandırdığımız her şey ondan türemiştir. Herhangi bir form ve şekle bürünebilir. Hareket, yer çekimi, manyetize vs. olarak tezahür edebilen bilinçtir. Aynı zaman düşünce gücü gibi bedensel faaliyetler olarak da ortaya çıkabilir. Yüce Ruh'tur.

ANANDA
ANANDA, Evren'in sevinç, sevgi ve dostluk doğasıdır. Yaradılıştaki Yüce Enerji (SAT)'ı deneyimleyip Olan ile bütünleştiğinde veya Saf Bilinç (CHİT)'i yaşayınca, Tanrısal Sevinç ve Sonsuz Mutluluk (ANANDA) hali oluşur. Yüksek Bilincine bağlanınca yaşayabileceğin vecit halinin en tipik ve en muhteşem olan, evrenin temel özelliğidir.

PARABRAHMA

PARABRAHMA, Mutlak halindeki Yüce Varlıktır. Zaman ve mekân ötesindeki olandır. Evren'in Formlu ve Formsuz Öz'ü. Yüce Yaradan'dır.

PURUSHOTHAMA
Purushothama'nın çeşitli anlamları var. "Purusha" Öz veya Ruh anlamına gelir ve "Uthama" Yüce demektir; Yüce Ruh. Aynı zamanda, bize en Yüksek Âlem'den rehberlik eden gücün Yüce Enerji'sidir. Purusha'nın diğer bir anlamı da İnsan; "PURUSHOTHAMA", insanlığa rehberlik ve yardım etmek üzere ve sevgili Yaradılışa yakın olmak için, Avatar olarak enkarne olan enerjidir.

PARAMATMA
"PARAMATMA", canlı-cansız bütün yaratılanlarda ve her varlıkta baki olan Yüce İçsel Enerji'dir. İstenen her formda veya formsuz olarak her şeye nüfuz eden "Antaryamin"dir.  Nerede ve ne zaman olursa olsun istediğiniz her an rehberlik eden ve yardımınıza yetişen güçtür.

SRİ BHAGAVATHİ
SRİ BHAGAVATHİ, faal olan Yüce Zekâ, Güç (Shakti) olarak tanımlanan dişil yöndür. Yaradılışın Toprak Ana (Kutsal Ana) yönü ile ilintilidir.

SAMETHA
SAMETHA, birlikte, beraber demektir.

SRİ BHAGAVATHE
"SRİ BHAGAVATHE", Yaradılışın sabit ve daimi olan eril yönüdür.

NAMAHA
NAMAHA,  SAT-CHİT-ANANDA değeri taşıyan ve "OM" olan Evren'i selamlamak, secde etmek anlamına gelir. Aynı anda her yerde, hem sabit hem değişken olan, insan formunda veya formsuz olan Yüce Ruh; Dişil ve Eril formlara rehberlik edip yardım eden Yüce Zekâ ile tamamlayandır. "Daima varlığını ve rehberliğini ararım".
*Alıntıdır. (Tuba Küçükaksu)

 
İşte bu mantrayı dinledik bir süre. Sonra kulağımın dibinde hocamın bana bir şeyler söylediğini duydum “Sakın gözünü açma sadece dinle, şimdi gerçekten çok istediğin bir şeyi hayal etmeni istiyorum. Ev, araba, iş hiç fark etmez. Gözünde bunu canlandırmanı istiyorum. Ve o şey her ne ise, 5 duyunla hissetmeni istiyorum. Bir tek koku duyamayabilirsin o zaman ben sana yardımcı olacağım” dedi kısık bir sesle. Sanırım bunu daha sonra herkesin kulağına aynı şekilde fısıldadı.
Yalnız yaşıyordum ve gerçekten sahip olmak istediğim bir ev vardı hayallerimde. Bu ev İstanbul’da bir tanıdığımın eviydi. Bu evi satacaklarını duymuştum. İnan param olsa bir saniye düşünmeden alırdım bu evi. İşte bu evi hayal ettim ben.
Bağdat caddesinin paralelinde bahçe içinde güzel bir apartmana girdim. Bahçesinde rengarenk çiçekler var. Bir süre bahçede dolaştıktan sonra otoparka doğru gittim arabama bakmak için. Bir sürü 34 BE ile başlayan lüks  arabalardan arta kalan sıkışık bir yere park etmiştim ve iyi olduğundan emin olmak istedim. Her şey yolunda gözüküyordu. Sonra anahtarımı çıkardım ve apartmanın kapısını açıp içeri girdim. Asansöre doğru yürüdüm.  Asansör her zamanki gibi 6. Kattaydı, gelmesini bekledim. Bu arada posta kutuma baktım. Gelen faturaları, tanıtım broşürlerini topladım. Asansöre bindim ve 3. Kattaki dairemin önüne geldim. Kapımı her seferinde üç kere üst, üç kere alt olmak üzere kilitlerdim. Ama eve geldiğinde bu kadar çok kilit açmak sıkıntı yaratıyor. Kendi kendime söylendim ve içeri girdim. Önce ayakkabılarımı dolaba kaldırdım. Sonra çantamı kenarda duran pufun üstüne bıraktım. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Yatak odama geçtim, dağınık yatağımı düzelttim, sabah acele ile çıkmıştım evden her zamanki gibi... Sonra salona geçtim. Bir gece önceden kalan kahve fincanımı mutfağa götürdüm.  Etrafa yayılmış dergilerimi topladım. Salonun sağ tarafındaki bir alana yerden  biraz yüksek bir platform yaptırmıştım. Üzerine de minderler attım. Büyük bir dolap yaptırdım kitaplarım, cdlerim, çeşit çeşit içki şişelerim için… Sevdiğim her şeyi tek bir yere topladım. Evimin huzur köşesi… Müziğimi açtım. Mutfağa gidip tezgahın üzerinde duran bardağı makinaya kaldırdım. Camın önündeki çiçeklerime su verdim. Kendime bir kahve yaptım, bir yandan da bu aralar çok fazla kahve içtiğim için kızdım kendime. Mutfak masasının üzerinde duran keklerden yedim. Kahvemi içtim. O sırada mutfak dolabının kenarına takıldı gözüm. Tozlanmıştı. Mutfağıma turuncu renk hakimdi ve bu renk benim en sevdiğim renkti. Bu yüzden  biraz olsun tozlu olmamalılardı.  Mutfak camını açtım ve bir sigara içtim. En son ne zaman temizlik yaptığımı düşündüm. Sonra da temizlik yapmaya karar verdim.
Yatak odamdan başladım. Nevresim takımlarımı çıkartıp kirliye attım. Kirli giysilerimi ayırıp sepete attım. Odamın tozunu aldım. Odamı süpürürken, geçen gün yere düşen küpemin tekini de buldum.  Sonra bir güzel sildim kapısını kapattım. Sonra diğer odaları da aynı titizlikle temizledim. Banyoya geçtim. Çamaşır makinasını çalıştırdım. Banyomu siyah renklerde ve otantik bir tarzda yaptırmıştım. Duşun olduğu bölüm banyonun ayrı bir bölümünde bulunurken, jakuziyi de ayrı bir bölüme yaptırmıştım. Duş dışında hepsini bir güzel temizledim. En son duşun olduğu bölüme geldim. Duşun içini yine siyah ama diğer yerlerden farklı bir taşla döşetmiştim. Görüntüsü şiir gibi… Duş oldukça büyük ve özel bir sisteme sahip. İçinde müzik sistemi ve bir de ekranı var. Yalnız suyun oluşturabileceği kireç lekelerini pek hesaba katmamışım. O yüzden burayı temizlemek epey zamanımı aldı. Sonra süpürüp sildim ve kapısını kapattım. Sonra mutfağımı temizledim. Turuncu kapaklı dolaplarımı itinayla sildim. Zaten toplu olduğu için fazla zamanımı almamıştı. Aynı şekilde süpürdüm sildim. En son salona geçtim. Neyse ki her taraf derli topluydu burayı da dip köşe temizledim.  Ve artık evim pırıl pırıldı.
Sonra duşa girmeye karar verdim. Sevdiğim bir müziği ayarladım. Temizlik hissinin vermiş olduğu rahatlıktan olacak epey kalmışım içeride… Sonra çıkıp bir güzel eşofmanlarımı giydim. Banyoda ıslattığım yerleri kuruladım. Mutfağımın oraya gelince;
İşte bu sırada, elimi birinin tuttuğunu fark ettim. Hocam olmalıydı. Ama hiç irkilmedim hiç içinde bulunduğum ortamın dışına çıkmadım. Bir süre elimi tuttu ve sonra elimi alıp burnuma götürdü.
Derin bir nefes aldım. Evim mis  gibi kokuyordu. Nasıl anlatsam bilemiyorum, gerçekten çok fresh bir koku burnumdan içeri girdi bütün her yerimi sardı. Her yer alabildiğine temiz ve sanki parıldıyordu. Salonda çalan müziğimi kapattım. Yarım kalan kitabımı alıp, minderlerin üstüne uzandım. Küçük bir kadeh cardinal melon aldım yanıma. Bir süre sonra gözlerim iyice ağırlaştı biraz kapatmaya karar verdim. Meğer ne çok yorulmuşum. Sonra huzur içinde uyumuşum…
“Derin bir nefes… Hazır olduğunuzda gözlerinizi açabilirsiniz. “
Gözlerimi açtım, her yanım ağrıyor sanki. Yavaşça doğruldum ve bağdaş kurup oturdum. Klasik her meditasyon sonrası olduğu gibi deneyimlerimizi paylaştık. Hocanın ise merak ettiği kokulardı. Kimisi yemekte evlenme teklifi aldığını hayal ederken sipariş verdiği yemeğin kokusunu duymuş, araba hayal eden biri yeni araba kokusu ya da mazot/benzin kokusu duymuş. Benim gibi ev hayal edenlerden biri, yaptığı yemeğin kokusunu duymuş, ben ise yaptığım temizliğin kokusunu…
Sonra baştan sona düşündüm. 5 duyumu da kullanmıştım. Evimi toplarken dokunmuş, kekimi yerken tatmış, sonuçta her yerini görmüş, Müziği dinlemiş ve en son evimi koklamıştım. Zafer kazanmış gibiydim ve çok huzurluydum.
Benden mutlusu yok.
“Bu akşam ki meditasyonlarımızı tamamlandık. Buradaki deneyimlerinizi düşünün. Kendinizi nasıl hissettiğinize bakın. Ve devam etmek isterseniz haftaya Salı aynı saatte buluşalım.”
Ben her Salı, saat 19:00’da, tam bir yıl boyunca devam ettim. Hayallerim değişti bazen, gördüklerim değişti ama her Salı evime dönerken içimdeki o his hiç değişmedi. İnanın sadece o his için bile denemeye değer.
Ve o mantra inanın söylemeye değer.
MOOLA MANTRA
Oooom Saaaat-Chiiiiit-Ananda Parabrahmaaaaaaaaaaaaaa
Purushothama Paramatmaaaaaaaa
Sriiiiii Bhagavathi Samethaaaaaaa, Sri Bhagavathe Namahaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
Hepinize iyi bayramlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder